16 Ocak 2008 Çarşamba

Egzama ve atopik dermatit

Egzema kelimesi bir çeşit dermatit (deri enflamasyonu) tablosunu tanımlamak için kullanılır. Egzemanın erken evresinde deride kızarıklık, su toplaması ve sulantı görülür. Daha sonra deri pullu kahverengimsi kalınlaşmış bir hal alır. Genellikle egzama kaşıntılıdır. Alerjik kontakt dermatit, seboreik dermatit ve numuler dermatit egzema grubu içinde yer alan hastalıklardır.ATOPiK DERMATiT veya ATOPiK EgzemaAtopi kelimesi deri, burun veya akciğerin aşırı enflamasyona eğilimini gösteren bir tanımlamadır. Atopinin ailesel özelliği vardır. Bu ailelerde saman nezlesi, astım gibi hastalıklar, deri hassasiyeti veya atopik dermatit geçirme hikayesi mevcuttur. Atopik dermatit olan bir çok hastanın ailesinde de benzer sorunlar vardır.Atopik dermatit dünyada yaygın bir hastalıktır. Hastalığa her yaşta rastlanılabilmesine rağmen, en sık bebeklikten gençliğe kadar olan yaş diliminde görülür. Deri döküntüsü oldukça kaşıntılı olup, yaygın veya sınırlı olarak görülebilir.Bu tablo sıklıkla çocukluk döneminde veya en azından 25 yaşından önce iyileşir. Hastaların % 50sinde hastalık, çocukluk dönemindeki kadar ağır olmasa da, ömür boyu sürer. Atopik dermatit aileler ve tedavi eden hekimler için rahatsız edici olabilir.Eğer hastalık bebeklik döneminde başlarsa infantil egzama adını alır. Kaşıntılı, sızıntılı ve kabuklanma olan döküntü özellikle yüzde ve saçlı deride görülebilirken, başka alanlarda da mevcut olabilir. Kaşıntı olması nedeniyle bebekler kafasını, yanaklarını elleri ile kaşır veya yastığa sürter. Bir çok bebekteki döküntü iki yaştan önce geriler. Uygun tedavilere problem çözülene kadar devam edilir.Bebeklik döneminden sonra, döküntü daha az kırmızı, daha az sızıntılı ve kabukludur. Döküntü daha kuru, kahverengimsi gri renkte ve kepekli veya deri kalınlaşması şeklindedir. Kaşıntı şiddetli bir şekilde devam etmektedir ve özellikle geceleri belirginleşir. Bazı hastalar kaşıntı nedeniyle derilerini kanatır ve buna bağlı kabuklar oluşabilir. Bu nedenle bu alanlarda enfeksiyon gelişebilir.Ergenlik döneminde döküntü tipik olarak el ve ayaklardadır. Ama bazen el bilekleri, diz ve dirseklerin arka yüzü, ayak bilekleri, yüz ve göğüsün üst bölümü etkilenebilir.ATOPiK DERMATiT NASIL TANINIR?Yukarda tanımlanan bulgularla birlikte ailede alerjik hastalıklar var ise, tanı kolaylıkla konulur. Uygun, düzenli ve erken yapılan tedavi bulguları rahatlatır ve hastalığın şiddetini ve süresini azaltır. Hastalık bazen tipik olmayan bir şekilde avuç içleri el ve parmak sırtlarında veya ayakların üzerinde görülebilir.

YAN ETKiLER NASIL BAŞA ÇIKILIR

Grip benzeri semptomlar
- Enieksiyondan bir saat önce ve 3-4 saat sonra bir ağrı kesici kullanın
- Bol sıvı alın
- Enjeksiyonları yatmadan önce yapınYorgunluk
- Mümkün olduğunca dinlenin
- Bol sıvı için
- Hafif egzersiz yapın
- Eğer mümkünse çalışma programınızı değiştirinGerginlik, sinirlilik, depresyon
- Gevşeme tekniklerini deneyin
- Eğer depresyon, sinirlilik, gerginlik ciddi boyuta gelirse profesyonel yardım almayı deneyin- iştahınız olmasa bile, düzenli yemek yiyin
- Besinleri sağlıklı olmanız için almanız gereken ilaçlar gibi düşününiştah azalması
- Suya ek olarak meyve suları için
- Ağzınızdaki metalik tattan kurtulmak için sık sık dişinizi fırçalayınBulantı / ishal
- Bulantıyı / ishali kesici ilaç alın
- Ağızda kötü koku veya tat oluşumuna neden olabilecek yiyeceklerden sakınınSaçlarda hafif dökülme
- Saçınızın daha gür görünmesini sağlayacak şekilde saç stilinizi değiştirin
- Eşarp, şapka, saç aksesuarları kullanın

iNTERFERON TEDAViSiNDE YAN ETKiLER

interferon tedavisi alan herkes çeşitli yan etkilere maruz kalır ve özellikle ilk 1 - 2 hafta son derece tatsız birtakım yan etkilere karşılaşabilirsiniz. Burada önemli olan yan etkiler nedeni ile tedaviyi asla kesmemenizdir. Bütün hastalar aynı yan etkilere maruz kalmaz. En sık görülen yan etki halsizlik, ateş, kas ağrısı, genel vücut ağrısı, döküntü veya bulantı ile ortaya çıkan Ôgrip benzeri' yan etkidir. Ayrıca ağızda tatsızlık hissi, saç dökülmesi veya cilt kuruluğu görülebilir. Tüm bunlarla başa çıkabilmeniz için eğer mümkünse tedavi başlangıcında yan etkilerin yoğun olabildiği ilk iki hafta izin alın. Yan etkilerin ilk 4 ile 6 saat içinde ortaya çıktığı düşünülürse enjeksiyonları yatmadan önce yaptırmanız bu zor süreyi uyuyarak kolayca geçirmenizi sağlayacaktır. Enjeksiyonları haftanın aynı günleri aynı saatlerde almaya dikkat edin. Grip benzeri yan etkilerle başa çıkmanın diğer bir yolu ise enjeksiyondan bir saat önce 3-4 saat sonra bir ağrı kesici kullanmaktır. Burada önemli olan kullanacağınız ağrı kesici için doktorunuza danışmanızdır. Bulantılarınızı azaltmak için gün içerisinde az ama sık sık yiyin. Düzenli ve yeterli yemek tedavi boyunca kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

Hepatit-C Tedavisi

HEPATiT CYine hepatit B'de olduğu gibi doktorunuz virüsün karaciğerinize verdiği hasarın derecesini önceden bilmek isteyecektir. interferon haftada üç gün ancak çoğu zaman daha uzun süreli verilmektedir. Tedavinizin sonuçlanması 2 yıl sürebilir. Tedavi esnasında doktorunuz yine ALT seviyelerinizi, HCV RNA düzeylerinizi ve karaciğerdeki düzelmeyi görmek için rutin testlerinizi isteyecektir. Yapılan çalışmalar hepatit C tedavisinde uzun süreli interferon kullanımının daha yararlı olduğunu göstermektedir. Bu yararların arasında daha uzun süre hastalıksız yaşamanın yanı sıra siroz ve karaciğer kanseri riskindeki azalma sayılabilir. Bu tedavinizi karaciğerinizde düzelme görülünceye dek sürdürmeniz gerektiğini göstermektedir.Doktorunuz tedavinizin 3. ayında yaptığı kontrollerde interferonun işe yaramadığına karar verirse ilacınızı kesebilir veya tedavi şeklini değiştirebilir.Tedavi sonunda doktorunuz kanınızdaki virüs düzeylerine yeniden bakar ancak kanınızda virüse hiç rastlanmasa bile %30-50 ihtimalle hastalığınız geri gelecektir. Bu durumda doktorunuz tekrar tedavi almanızı söyleyebilir veya tedavinizde eklemeler ve düzeltmeler yapabilir.HEPATiT C'DE DiĞER TEDAVi YÖNTEMLERi NELERDiR?Hepatit C de interferon'a alternatif oluşturacak bir ilaç bulunmamaktadır. Ülkemizde kısa süre önce piyasaya verilmiş olan "Ribavirin" etken maddesini taşıyan ilaç tek başına kullanımda etkili değildir, ancak interferonla birlikte kullanılmakta ve bu durumda tedaviye yanıt olasılığını artırmaktadır.

Kısırlık nedir

Çocuk sahibi olamamak sorunu çiftlerin %15inde görülen %50-%60 civarında erkekten %40 da kadından kaynaklanan bir hastalıktır. Erkekteki sorunun büyük bir bölümü sperm tahlillerinden anlaşılabilse de bazı durumlarda özel tahliller gerekebilir. 1990 yılından beri Herbalist BOZKURRTBEY'e başvuran günde onlarca sorunlu çift, %90lara varan bir başarıyla tedavi oldukları bitkisel reçeteleri kullanmış ve mutlu sona ulaşarak anne ve baba olmuşlardır.Hiç şans tanınmayanlar bile zaman zaman mutlu sona ulaşabilmektedir. Ancak kısırlığın sebeplerinin kesin olarak bilinmesi gerekir. Bunun için de bay ve bayanın doktor muayenesi ve tahlil sonuçları gerekmektedir. Erkekte mutlaka canlı spermin az da olsa bulunması gerekmektedir. Azosperm diye nitelendirilen canlı spermin tamamen yokluğunda bitkisel yönden yapılacak bir şey olmadığı gibi bu durum klasik tıpta da çare bulamamaktadır.

Kadından kaynaklanan kısırlıklar

1.YUMURTLAMA BOZUKLUKLARIKistik KısırlıkYumurtlama bozuklukları kadında en sık görülen kısırlık nedeni olup, yumurtlama bozukluğu dendiğinde, yumurtlamanın hiç olmaması veya düzensiz ve seyrek olması anlaşılır. Adetlerin seyrek veya hiç görülmemesi çoğu zaman bir yumurtlama bozukluğunu gösterir, ancak adetlerin tamamen düzenli olduğu durumlarda da yumurtlama bozukluklarına rastlanabilir. Yumurtlama bozuklukları başlıca üç grupta toplanabilir.Yumurtalıklardaki yumurta üretimini uyaran hormonların doğuştan eksikliğine bağlı olarak beyin sapından salgılanamaması,Beyin sapından süt hormonu prolaktinin normalden fazla salgılanması,Polikistik over sendromu.Kadın Üreme Sistemi2.TÜPLERiN HASARLI VEYA TIKALI OLMASITüplerin kısmen veya tamamen tıkalı olması sperm ile yumurtanın buluşmasını engelleyerek döllenme ve gebeliği olanaksız kılar. Tüplerdeki bu hasar, geçirilmiş enfeksiyon, endometriozis veya geçirilmiş bir ameliyat sonrası kalan karın içi yapışıklıkları gibi birçok nedene bağlı olabilir. Gelişmiş ülkelerde cinsel yollardan bulaşan enfeksiyonlar tüplerdeki hasarın en önemli nedeni. Ülkemizde çocukluk çağında alınan verem mikrobu da tüplerde geri dönülmez hasar oluşturabilir.Bebek sahibi olamamak, bir çok çiftte psikolojik sorunlara sebep olmaktadır.3.ENDOMETRiOZiSEndometriozis rahim içini döşeyen dokunun (Endometrium) rahim dışında gelişmesi olarak ifade edilir. Endometriozis tıpkı rahim içini döşeyen doku gibi hormonlara duyarlı olup adet sırasında kanar. Karnın içinde oluşan bu mikro kanamalar zamanla iltihap bezleri yangısal durum oluşturup ve yapışıklıklara sebep olur.Endometriozis yumurtalıklarda yerleştiği zaman kist oluşumuna neden olur. Bu kistlere endometrioma adı verilir. Endometriozisi olan kadınların yaklaşık %50’sinin çocuk sahibi olabilmeleri için tedavi olmaları gerekir. Yine kısırlık nedeni ile başvuran kadınların yaklaşık %25’ inde endometriozis saptanır.Kadın Üreme Sistemi4. RAHiM AĞZINA AiT PROBLEMLERRahim ağzındaki yapısal, enfeksiyona ait veya bu bölgedeki salgıyla (Mukus) ait bozukluklar kısırlık sebebi olabilir. Rahim ağzında salgılanan mukus spermlerin genital yoldan taşınmasını kolaylaştırır. Östrojen ve progesteron hormonları etkisi altında mukusun siklus sırasında miktarı ve niteliği değişir. Polip gibi iyi huylu tümörler veya bu bölgeye uygulanmış olan cerrahi girişimler kısırlık sebebi olabilir.5. ALERJiK NEDENLERAlerjik nedenler kısırlık nedeni olabilmekle birlikte teşhisleri ve tedavileri zordur. Alerjik durumların tedavi etkinliği belli olmadığı ve tedavi edilen veya edilemeyenlerdeki gebelik oranları çok farklı olduğundan rutin olarak ölçülmelerinin gerekliliği tartışılıyor.

siroz Tedavisi

sirozun nedenine ve evresine bağlıdır. Meydana gelen karaciğer hasarı geri döndürülemeyeceğinden, tedavide amaç hastalığın ilerlemesini durdurmak ve meydana gelebilecek diğer komplikasyonları önlemektir.Nedenden bağımsız olarak tüm siroz hastaları, alkolden uzak durmalı ve karacieğeri etkileyebilecek ilaçların kullanımı konusunda kontrollü olmalıdırlar (asetaminofen gibi). Allta yatan hastalığın da tedavisi yapılacağından tedavi protokolleri farklılık gösterebilir.Tedavinin odak noktası genelde komplikasyonlardır. Sıvı birikmesini önlemek için az tuzlu diyet veya diüretik ilaç kullanımı önerilebilir. Toksik maddelerin vücuttan hızlıca atılması için laksatif (dışkıyı arttırıcı ve kolaylaştırıcı) ilaçlar kullanılabilir. Kaşıntı ve enfeksiyonlara yönelik tedavi verilebilir. Yine portal hipertansiyon için tedavi düzenlenebilir.Kanayan varisler çeşitli şekillerde tedavi edilebilir. Bunlar arasında damarın bağlanası, balonla sıkıştırılması veya skleroterapi sayılabilir. Skleroterapide, damar içine kimyasal bir madde verilir ve damarın kuruması sağlanır. Transjugular intrahepatic portosystemic shunt (TIPS) yönteminde kan için yeni-yapay bir yol yapılır ve varislerdeki kan basıncı ortadan kaldırılır.Eğer karaciğer hasarı ileri derecede ise tek tedavi yöntemi karaciğer naklidir. Nakil yapılan hastaların %80-90 ı yaşamaktadır, ve bağışıklık sistemini ibaskılayan siklosporin gibi ilaçlar sayesinde yeni karaciğer bağışıklık sisteminin saldırılarından korunmakta ve yaşam süreleri uzamaktadır.Erken dönemde tanı konabilen hastalarda sonuç son derece başarılıdır. Bu hastaların çoğu uzun yıllar normal bir hayat sürmektedirler. Ancak alkol kullanımına son vermeyen alkolik sirozlularda ve ilerlemiş hastalarda sonuç iyi değildir. Bu hastalarda kanamalar veya beyin fonksiyonlarının kaybı sonucu ölüm meydana gelir. Sirozlu hastalarda enfeksiyon gelişme riski ve böbrek yetmezliği gelişme riski artmıştır.