Meme kanseri nedir?
Meme vücudumuzun dışını örten, kaplayan derinin uzantısı olup süt salgılayan bir salgı bezidir. Tıpkı yağ bezi, ter bezi gibidir.Meme iki ana yapıdan oluşmaktadır. Birinci kısım süt salgılar tıp dilinde buna lobül (süt bezi) diyoruz. Salgılanan sütü memebaşına getiren kanallar ise ikinci kısım olup bunada tıp dilinde "duktus" denilir.Memenin bu yapısal özelliğini bir üzüm salkımına benzetebiliriz. Salkımın taneleri lobulusler ve taneleri birleştiren sapçıklar iseduktus (süt kanalı) ve salkımın sapının ucu ise meme başı olarak düşünülebilinir.Meme kanseri dediğimizde meme dokusu içerisinde normalde olmayan olağandışı yapıdaki kanser hücrelerinin varolmasıanlaşılır. Meme iki yapıdan meydana geldiği için meme kanseri de esas itibari ile 2 guruptadır;a- Süt kanallarında görülen kanser (duktal kanser)b- Süt bezlerinde görülen kanser (lobüler kanser)Bu iki gurup kanserde en sık görüleni duktal kanserdir. Birde bunlarda başka iltihabi meme kanserinden söz edilebilir. Bu kanser hem duktal hem de lobüler yapıda olabilir. Fakat görünüm olarak meme sıcak, kırmızı ve şişmiştir. Daha çok süt veren annelerde kanser geliştiği zaman böyle iltihabi yapı da görülür. Meme kanseri tanısında mamografinin büyük yararı vardır. Elle memelerin muayenesin de kitlenin saptanması erken tanı açısından önemlidir. Mamografi veya elle muayene sonucu tespit edilen kitlenin biyopsisi ile kesin tanı konulur. Kadınlar en az ayda 1 kez meme muayenesi yapmaları gerekir. Premenapozal yani menapoz öncesi dönemde ki kadınlarda soru işareti uyandıran veya şüphe götürmeyen küçük kitleler 2-4 haftada bir muayene edilmelidir. Kitle rastlanan menapoz öncesi ve sonrası kadınlarda kitlelerden biri boşaltılarak çıkan materyalin makroskopik incelemesi yapılır. Çıkan materyal kansız sıvı içeren bir kist ise ve aspirasyonla yani boşaltılarak giderilebiliyorsa hasta rutin takibe alınmalıdır. Eğer kitle sert ve boşaltılamıyorsa mamografi çekilerek biyopsi alınmalıdır. 50 yaşından sonra her yıl yapılan mamografi kontrollerinin hayat kurtarıcı olduğu gösterilmiştir. Mamografi kontrollerinin 40 yaşından sonra yapılması gerektiği tartışmaları aşağıdaki nedenlere dayandırılmaktadır;
-hastalık 40-49 yaş arasında daha az sıklıkla görülmekte bu nedenle kontroller başarısız olmaktadır.
-40-49 yaş arası mamografide saptanan bozukluklar daha az sıklıkla kanserle sonuçlanmaktadır.
-hiçbir klinik çalışma 40 yaşından itibaren yapılan mamografi kontrollerinin hayat kurtarıcı olduğunu göstermemiştir. Yinede mamografi kontrollerinin 40 yaşında başlatılması gerekliliğine olan inanç daha yaygındır
28 Aralık 2007 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Blog Arşivi
-
▼
2007
(40)
-
▼
Aralık
(40)
- Böbrek kanserinin tedavisi
- Böbrek kanserinin belirtileri
- Böbrek kanserinin bilinen risk faktörleri
- Kolon kanseri tedavisi
- Kolon kanseri belirtileri
- Cilt kanseri belirtileri
- Deri kanseri tedavisi
- Deri kanseri korunma
- Deri kanseri belirtileri
- Mesane Kanseri nedir?
- Testis kanseri tedavisi
- Testis kanseri belirtileri
- Testis kanseri nedir?
- Yumurtallık Kanseri tedavisi
- Yumurtallık Kanseri riks faktörleri
- Yumurtallık Kanseri belirtileri
- Yumurtallık Kanseri nedir?
- Rahim kanseri tedavisi
- Rahim kanseri teşisi
- Rahim kanseri belirtileri
- Rahim kanseri nedir?
- Baş ve Boyun kanseri teşisi
- Baş ve Boyun kanseri tedavisi
- Baş ve Boyun kanseri sebebi
- Baş ve Boyun kanseri nedir?
- İnce bağırsak kanseri nedir?
- Deri kanseri nedir?
- Cilt kanseri nedir ve tedavi yöntemi nelerdir
- Kolon kanseri nedir?
- Böbrek kanseri nedir?
- Pankreas kanseri nedir?
- Bağırsak kanseri nedir?
- Karaciğer Kanseri nedir?
- Gırtlak kanseri nedir?
- Meme kanseri nedir?
- Mide kanseri nedir?
- Akciğer kanseri nedir?
- kanser çeşitleri
- Kanserin belirtileri nelerdir?
- kanser nedir
-
▼
Aralık
(40)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder